Badi Ekrem Olimpiyat Düzenleyebilir mi? - 1
- aonurhan46
- 5 Ara 2024
- 3 dakikada okunur


Ben bu yaz neredeydim?
Nereden bilelim yav
Romada'ydım
Ne halt yiyordun orada
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylığımı güçlendirmek için 2036 Yaz Oyunlarına adaylık işi için uğraşıyordum
Tek mi gittin?
Olur mu canım, yüzlerce kişiyi götürüp, felekten bir hafta geçirttim, en iyi otellerde kaldırttım
Peki bu oyunların bize maliyeti ne olur
Bir şey olmaz canım. 15 milyar dolarcık
Ekrem Imamoğlu, diğer eylemlerinden farklı olarak sessiz sedasız bir şekilde 2036 Olimpiyat Oyunları adaylığı için uğraşıyor. Gerçi sessiz sedasız desek de 100'lerce kişiyi italya'ya götürüp lüks otellerde konaklatıp, belediye'ye çıkardığı gereksiz fatura epey konuşulmuştu. Malum AKP kendisi gibi davrananları ifşa etmeyi seviyor, biz de öylece öğrenmiş olduk.
Peki biz bu adaylık sürecini nasıl okumalıyız? İyi mi kötü mü?
Spor bilimleri okuyanlarda bir genel on kabul oluşur ve arkasını pek sorgulamazlar. Spor ülke tanıtımı için çok önemli. Buna kimse de itiraz etmez zaten ama Olimpiyatlar gibi bir organışazyon için harcayacağın para buna değer mi? Hem ülkeni neden tanıtmak istiyorsun, daha fazla turist çekmek için mi? Başkalarına otel hizmeti vermek, benim milletimize pek yakıştırabildiğim bir iş değil açıkçası. Zaten Türkiye'de dahil olduğu uluslararası organizasyonlar ve kurumlar aracılığıyla dünyanın büyük bir bölümünde tanınıyor. Arjantin'den parası olan birisinin Türkiye'ye tatile gelmesi için önce olimpiyatlara gelmesi, sonra ben buraya kesin tatil yapmaya da geleyim demesi gibi bir zorunluluk yok. Yani sırf bunun için olimpiyat yapılmaz.
Buraya önce şu araştırmayı koyayım, sonra tahminlerinizi alayım. Oxford Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, tüm oyunlarda maliyet aşımları olduğunu, oyunların %78'inde maliyetlerin reel olarak %50 oranında asıldığını, %57'sinde ise bu maliyet aşımlarınin %100 olduğunu ortaya koymuştur. Bizdeki bu aşım, kuru ve enflasyonu da düşününce en iyi ihtimalle %100 olmaz mı? Kesinlikle olur. Japonya ve Fransa gibi tesis konusunda belli seviyede olan gelişmiş ülkeler sırasıyla 3 ve 8 milyar dolardan daha fazla harcamışlar. Türkiye Paris 2024 oyunlarında alt branşlar da dahil edildiğinde her iki branştan birisinde sporcu gönderememiş. Öyleyse bu branşlardan en azından bazıları için yeterli tesisimiz yok demektir, belki sporcu yetiştirecek kadar bir tesis vardır ama olimpik standartlarda değildir. Bu da yeni tesis yapımı anlamına gelir. Yani şunu demek istiyorum, 2024 şartlarlarında Fransa'nın o kadar tesisine rağmen harcadığı 8 milyar dolara, karşılık biz - düşük işçi maliyetlerini de katıyorum - en az 15 milyar dolar harcarız.
GSB diyor ki; Ekim 2024 itibarıyla, yeni yıl için 63 federasyonumuza toplam 3 milyar 105 milyon 775 bin lira ödeme yaptık. Yani yaklaşık 90 milyon dolarlık bir bütçe ayırmışız spor federasyonlarımıza. Peki 15 milyar dolar, yani federasyonların aldığı paranın yaklaşık 16 katı para, tesislere mi gömülmeli, yoksa bu federasyonların bütçeleri mi arttırılmalı? Birleşik krallık önümüzdeki yıl için 344 mıllion poundluk (1 pound 45 TL) bir parayı sadece tek bir branş için harcayacak. Peki bu şartlarda nasıl rekabet edebiliriz ki? Özetle olimpiyatlarda üst sıraları işgal eden ülkelerin, tek bir branşlarının bütçesi bizim tüm federasyonlarımıza kamu tarafından aktarılan yıllık bütçeden daha fazla.
Bunları şunun için söylüyorum. Bir spor adamı olarak Olimpiyatları ülkemizde düzenlemiş olmayı ve bunun bir parçası olmayı çok ama çok isterim, ama önceliklerimiz var. Sadece tesis başarıyı getirmiyor. Sadece tesisler ve mega spor organizasyonları insanların daha çok spor yapmasını ve daha sağlıklı olmasını garanti etmiyor. Saman alevi gibi yükselen bir etki oluyor ama devamı ne yazıkki aynı şekilde olmuyor. O yüzden 2036 adaylığı her ne kadar uzak bir tarih gibi görünse de hala Türkiye için bir öncelik olamaz. Ki zaten; şimdiden teklifi kazanmak için para harcamaya başlanmış. Yukarıda değindiğim gibi yüzlerce kişiyi Roma'ya götürüp, belediye başkanın şakşakçılığını yapsın diye, özel uçak kiralanıp, oteller tutulabiliyor. Bu zihniyetin, ev sahipliği kesinleşirse, tesisleri minumum maliyet ve maksimum verimlilikle inşa edeceğine nasıl inanabiliriz. Para sıkıntısı olmayan Katar bile hem geri dönüştürülebilir malzemelerle statlar yaparak alanlarını tekrar faliyete açtı hem de masrafları asgari düzeyde tuttu. Bir çok sorunu olan İstanbul'da, bu kafayla, onlarca yeni tesisin yapılması ve orada atıl durumda kalmasının, şehre faydası değil zararları bile olabilir. O yüzden kendisi de Karadenizli olan Ekrem'ın kafası da aynı Laz mütehitler gibi çalışıyor belli ki. Hem inşaattan çevremizi zengin edelim, hem de olimpiyatların görkemi ile şimdiden Cumhurbaşkanlığımıza giden yolu döşemiş olalım diyor. Ama öyle yağma yok.
Bu sadece bir girişti, bu konuyu ilerleyen günlerde daha detaylı inceleyeceğiz...
Comments